İSTANBUL- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında başlayan çalışmalarımız işçi-emekçi kadınlara yönelik örgütlenme faaliyetleri ile sürüyor.
Krizle birlikte her gün üst üste gelen zamlarla açlık ve yoksulluk keskinleşirken, işçi-emekçi kadınlar bu çemberin içerisine mahkûm edilmeye çalışılıyor. Tekstil atölyelerinde, fabrikalarda, ev ziyaretlerinde ve sokaklarda kadınlar, krizin kendilerini nasıl etkilediklerini anlatırken; bir kez daha görüyoruz ki açlık ve yoksullukla en çok işçi-emekçi kadınlar sınanıyor.
ESENYURT- SULTANGAZİ
Esenyurt’un Sefaköy ve Güzelyurt semtlerinde, tekstil atölyelerinde yapılan çalışmalarda; işçi kadınlar artan zamlarla birlikte eve “ek gelir” sağlamak, en temel ihtiyaçlarını karşılamak için fazla mesailerle, yoğun çalışma koşullarında çalışıyor. Mesaileri biten kadınlar makinelerini kapatıp eve gittiğinde ise evde; yemek, bulaşık, çamaşır gibi ev işleriyle uğraşırken ev ve iş arasında bir döngü içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
İstanbul’un Sultangazi semtinde ziyaret ettiğimiz kadınlar, evlerde ekonomik krizin en derin halini yaşıyor. Kadınlar, krizin sofralara yansıyan gerçekliğiyle her gün en az parayla ne pişirebilirim derdiyle uğraştıklarını; makarna yemenin bile lüks sayıldığını, karınlarını doyurmak için ekmek almanın bile ne kadar zorlaştığını söylüyor. Çocukların giyim, beslenme, eğitim, sağlık masrafları vs. derken kendilerini düşünmediklerini ve birçok ihtiyaçlarını ertelediklerini belirttiler.
Pandeminin getirdiği etkilerle sosyal yaşamdan iyice kopan ev emekçisi kadınlar, bu düzen içerisinde bu şekilde yaşamanın daha da zorlaştığını anlatıyor.
Esenyurt’ta bildirilerimiz ile Soğuksu ve Kıraç pazarında buluştuğumuz kadınlar; krizin, zamların sokağa yansıyan gerçekliğiyle karşı karşıya kalıyor. Ajitasyon ve “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarına alkışlarla destek olan halk, açlık ve yoksulluğa karşı daha fazla ses çıkarmamız gerektiğini bize gösteriyor.
Beylikdüzü Metrobüs durağında dağıtılan bildirilerle işçi ve emekçilere seslenirken, halkı ve kadınları 8 Mart’ta sokakta olmaya çağırdık.
SARIGAZİ-ÜSKÜDAR-TUZLA-MALTEPE
Sancaktepe’nin Sarıgazi semtinde bildirilerle, pazarda emekçi halk ve kadınlarla buluştuk. Ajitasyon ve sloganlarla dağıtılan bildirilerde ev emekçisi bir kadının “açız ölüyoruz” tepkisiyle karşılaştık. Bu tepki tek bir kadının isyanı değil. İşçi ve emekçileri yoksulluğa mahkûm etmeye çalışan düzene karşı bir bütün halkın tepkisiydi. Bildiri dağıtımında karşılaştığımız beyaz yaka emekçi bir kadının bildiriyi reddetmesiyle karşılaştığımız çelişkiler de ortaya çıktı.
Sarıgazi’de yaptığımız ev ziyaretlerinde kadınların ev içinde yaşadığı sorunlar ve ekonomik kriz üzerine kadın özgürlük mücadelesine aktif katılma çağrıları yaptık.
Tuzla/İçmeler ve Maltepe/Gülsuyu’nda dağıtılan bildirilerle buluşulan, sohbet edilen kadınlara seslenirken; açlığa, yoksulluğa, kadın katliamları ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmenin önemini anlattık.
https://twitter.com/i/status/1497645206086291456